Bireyin İç Dünyasını Ele Alan Sanatçılar

 

                                  Peyami Safa (1899 -1961)

Geçimini yazmış olduğu eserler ile sağlamıştır.
Server Bedi takma adıyla gazete yazıları ve hikâyeler yazmıştır.
Türk edebiyatının en güçlü kalemlerinden birisidir.
Felsefe ve psikoloji hâkimdir.
Batılı Roman tekniğini çok iyi kavramıştır.
Eserlerinde psikolojik tahlil önemli yer tutar en bilinen eserleri Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Fatih Harbiye ve Matmazel Noraliya’nın Koltuğu romanlardır.
Romanlarında ruhsal çözümlemeleri, hastalık, tartışma, ümit acı, sevinç ve kararsızlıklar ile bunalımlar geniş yer tutar.
Doğu Batı çatışması ve bu iki kültür arasında kalan Türk insanını eleştirel bir gözle işlemiştir.

                   

                                   Tarık Buğra (1918 -1994)



Hikâyelerinden ve romanlarında Aşk, kişinin içine düştüğü yalnızlık ve boşluk, hüzün, kader, sonsuzluk duygusu gibi temaları işlemiştir.
Köy ve kasaba hayatını orta sınıf insanları üzerinden anlatmıştır.
Kişilerin iç dünyasını çözümleme çabası başarılıdır.
Eserlerinde yaşadığı dönemi ve Kurtuluş Savaşı’nı işlemiştir.
Küçük Ağa adlı eseri en tanınmış romanıdır.

                                   Semiha Ayverdi (1906- 1993)


İstanbul ve İstanbul yaşantısı üzerinde yazdığı yazılar ile tanınmıştır.

İlk romanı Aşk Budur adlı eseridir.

Eslerinde geleneksel tasavvufa bağlı mistik görüş ağır basmaktadır.

Tasavvufu tarihsel bir süreçte geçmişten geleceğe yönelen bir çizgide işlemiştir.

Geçmişe duyduğu özlemi anlattığı Roman İbrahim Efendi Konağı’dır.


                                   Mustafa Kutlu (1947 -)


Sanat hayatına şiir ve resim yaparak başlamıştır.
Hareket, düşünce, Hisar, Türk Edebiyatı ve yönelişler dergisinde yazılar yazmıştır.
Dergâh dergisini kurmuş ve yönetmiştir.
Eserlerinde Anadolu, birey ve toplum ilişkisi, köy ve kasaba yaşantıları, köy kent çelişkisi sıkça işlediği konulardır.
Son dönem eserlerinden insanlar üzerinde hâkim olan hırsı, ticari endişeler ve zengin olma hevesi geniş yer tutar.
Türk edebiyatında Uzun Hikâye ekolünü Mustafa Kutlu başlatmıştır.
Eserlerinde dili oldukça sade, yalın ve kimi zaman da yerel halk diliyle kullanmıştır.
Uzun Hikâye adlı eseri televizyon dizisi olarak uyarlanmıştır.

                Abdülhak Şinasi Hisar (1883  – 1963)


Eserlerinde İstanbul yaşantısı, Rumelihisarı, Büyükada, Çamlıca gibi mekânlar sıkça yer tutar.

Dili anlaşılır ve akıcıdır okta İstanbul’daki eğlence hayatı mesire yerleri, başıboş ve dengesiz insanları konu edilmiştir.



Yorum Gönder